- yanmak
- гореть, сгореть; загораться; обгореть
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük. В.И. Макаров. 2005.
yanmak — nsz, ar 1) Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir... Anayasa 2) Ateş durumuna geçmek, tutuşmak Kömür yandı. Ocaktaki odun yandı. 3) Isı, ışık veren… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanmak — dönmek, döndürmek; korkutmak,tehdit etmek; kusmak; yanrnak III, 14, 64, 65, 98bkz: yalmak, yandurmak, yundurmak, yunmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
nârına (veya nâra) yanmak — ateşine yanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
için için yanmak — 1) ateşin yanması sürmek, farkına varılmadan yanmak Ocak için için yanmış. Kuru çalı da varmış kenarda. Ateş oraya sıçrıyor. H. Taner 2) mec. dışa vurmadan çok üzülmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ciğeri yanmak — çok acı ve sıkıntı çekmek, büyük bir acıya uğramak, yüreği yanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ateşine yanmak — (birinin) bir kimse yüzünden zarara uğramak, nârına yanmak Bizim çocukluğumuz, söğüt ağacından düdük yontmakla geçerken bir gün ele avuca sığmayan bir arkadaşın nârına yandık. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağrı yanmak — 1) üzüntü çekmek, çok acı duymak En büyüğünü kaybeden halk sanatkârının birkaç mısrası ile türkü bize bağrı yanan Anadolu nun feryadını getirecek. B. R. Eyuboğlu 2) çok susamış olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalaz yalaz yanmak — yüksek ateş içinde bulunmak Kendisinin bizzat itiraf ettiği gibi yalaz yalaz yanıyordu. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
biber gibi yanmak — 1) deri, göz vb. çok acımak 2) çok üzülmek, dertlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kor gibi yanmak — 1) çok parlamak Gözleri kor gibi yanan ve bir ölüden daha sarı olan diğer bir yaralı yatıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) büyük üzüntü çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şap gibi yanmak — ortada kalmak, destek bulamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük